25 Ocak 2009 Pazar

Arı Kültürü Ocak Sayısı

Merhabalar,
Arı kültürü (Bee Culture) Ocak 2009 sayısı elime ulaştı ve bu sayı hakkında da içeriğini sizlere yazmak istedim kısaca. Hemen derginin başında yine konu arı ölümleri ve Bayer ile arıcıların biraraya geldiği bir yazı ile başlıyor. Burada ele alınan konu Bayer'in ürettiği ilaçların arı ölümlerine sebep olup olmadığı ve neler yapılacağı. İkinci önemli konu ise kendisini yakından tanıdığım Sue Cobey'nin yazısı "Genetik çeşitlilik ve değişimler" konusunu işlenmekte. Kanımca güzel bir yazı olduğunu düşünüyorum. Daha sonra yine dergi yazarları tarafından ele alınan "kokular" sonra "kireç hastalığına detaylı bakış", yine çok çok önemli bir konu "böcek öldürücüleri, arılar ve mum" ki en önemli konulardan biri bu sayıda, sonra "doğal arıcılık", yine güncel bir konu"buz dağının ucu" ki burada KÇB (CCD) bağlı teşhisler ve virüs tespitinde yeni teknolojiler ele alınmakta. İlgi çekici başka bir yazı ise "Nosemayı durdurma" hakkında.
Yine geri bildirimleriniz ile bana dönerseniz size bu yazılardan bazılarını kısaca anlatma imkanı bulabilirim.
Saygılarımla,

Langstroth'un orijinal gözlem kovanı

Merhabalar,

Bir önceki yazı ile son günlerde CCD ve diğer hastalıklar hakkında Joe Traynor’un yazısını aktarmaya çalışmıştır. Biraz kafamızı dağıtalım ve orijinal bir gözlem kovanının nasıl yapıldığına ve ölçülerine verelim. Aslında burada vurgulamak istediğimi yine anlamak isteyen anlayacaktır. Ülkemizde bu kovan sorununu bilmeyen yoktur, bir arılıkta dahi üst üste koyacağınız eşli bir ikinci kat bulma zorluğunu benden daha iyi bilirsiniz. Kovanı değil ama gözlem kovanını ele alarak, en azından küçükten başlayarak doğruları öğrenebiliriz diye düşünüyorum. Bu kadar da olmaz be hoca diyenler çıkacaktır elbette sözüm onlara değil tabiî ki, kendi kovanınızı elbette üretebilirsiniz, bundan doğalı da yoktur. Ancak ölçüler ortada neden derme çatma oluyor bu işler? Biraz daha dikkat! İşte size bir gözlem kovanı resmi, çizimi ve boyutları, burada orijinal boyutları veriyorum (inç olarak), ancak 1 inç 2.54 cm'ye denk geliyor gerini siz arıcıları halleder diye düşünüyorum. Eğer gözlem kovanı yapmak ister ve diğer insanları arıcılığa teşvik etme amacı güdüyorsanız işte size fırsat kolay gelsin.

Orijinal makale:

Sieling P (2008) Langstroth’s original observation hive. December 2008. Bee Culture 136(12): 62-64.

Modern arıcılığın babası sayılan L.L. Langstroth’un çerçeve asma ve arı boşluğu prensibine göre hazırladığı gözlem kovanının bir örneğinin yapılması 150 yıl önceki ağaç işleri ve arıcılığın müteşekkirle karşılanmasını dile getirir. 1800’lü yıllardaki bir marangoz böyle bir projeyi büyük hızarlardan geçirilen parçaların el aletleri ile yapılmasını sağlamışken günümüzde modern bir marangoz çok daha hassas ve modern araç gereçle o eskisi kadar fazla emek harcamadan çok daha güzelin yapılmasını gerçekleştirebilir. Tüm makale bundan ibarettir.Ancak aşağıdaki tabloda verdiğim parçalardan başlamışken belirtilenin 2 katı yapın ki tam ortada bir hata olduğunda yeniden o parçayı yapmak için uğraşmayın. her şeyin doğru gitmesi sonucunda ise herhangi bir sorun olmayacaktır elinizde 2 tane gözlem kovanı olur diğer arıcı arkadaşınız için sanırım süper bir hediye değil mi?














Tanım (Miktar) [Boyut], Taban tahtası (1) [24-5/8” x 4 ¼” x 7/8”],
Kovan tahtası (1) [2 ¼” x 18-5/8” x 7/8”], Kenarlar (2) [1 ¼” x 2 ¼” x 10 7/8”],
Üst kenar şeritler (2) [3/8” x 1” x 20-5/8”], Üst tahta (1) [21-5/8” x 4 ¼” x ½”],
Üst kapak tahtası tutacakları (2) [4 ¼” x 7/8” x ½”], Cam Paneller (2) [9 ½” x 18 ½"],
Arı iniş tahtası (1) [4” x 4 ¼” x ½”], Taban tahtası desteği (1) [4 ¼” x 2” x ½”],
Kovan tutacakları (2) [4 ¼” x 7/8” x ½”]

Daha sonra yazar Peter Seiling basamak basamak tüm parçaların nasıl kesildiği ve birleştirildiğini resimlerle anlatmakta ve sonunda oluşturulan gözlem kovanını belirtmektedir. En sonunda ise tüm bu parçaların bir paket olarak satıldığını ve isteğe bağlı olarak kiraz, ceviz ve meşe ağacından seçeneklerin bulunduğu, gönderme ücreti hariç fiyatının 80 ABD doları olduğunu söylemektedir.

Emin olduğum bir şey ülkemiz arıcılarının bunun daha güzel oymalısını yapacak olmasıdır. Ama vurgulamak istediğim olay ise ölçü olayıdır gerisi hikaye. Umarım sizlerde ileride böyle bir gözlem kovanı üretirsiniz ve benimde bu işte bir katkım olmuşsa ne mutlu bana.

Saygılarımla

24 Ocak 2009 Cumartesi

KÇB (CCD) üzerine düşünceler

Merhabalar,

Zamanla beni anlayacağınızı umduğumdan, amacım ve beni anlayıp yorum gönderenlerin doğrultusunda son yıllarda üzerinde çok konuşulup, tartışılan, çalıştay düzenlenen ve eğer bu ölümler önlenemez ise insanoğlunun az bir ömrü kaldı denilen ve üzerinde benim de Uludağ Arıcılık Dergisinde makale yazdığım bir konu olan CCD ya da Türkçe ismi ile Koloni Çökme Bozukluğundaki son düşünceler Arı Kültürü’nün Aralık 2008 sayısında Joe Traynor tarafından çok derli toplu bir şekilde ele alınmıştır. Sizlere bu makalenin bir özetini aktarmak istiyorum. Aslında bu konu ve ölümler üzerinde siz arıcılara da çok işler düşmekte. Sanırım bunu yazıyı okuduktan sonra daha iyi anlayacaksınız.

Orijinal makale:

Traynor, J (2008) Thoughts on CCD. Bee Culture December 2008, 136(12): 43-44.

Joe Traynor (tozlaşma komisyoncusu) bir çok bilgiyi toplayarak son günlerde Koloni Çökme Bozukluğu üzerindeki düşünceleri el almış ve bir çok farklı görüşü birleştirmeye çalışmıştır.2006-2007 yıllarında ilk defa gündeme geldiğinde birçok farklı sebebi ortaya atılmıştı.

Bunlar

-Birçok bölgedeki kuraklık
-Varroa’nın kontrol altına alınamaması
-Nosema ceranae çok fazla yayılması
-Arının nektar ve polen topladığı bitkiler yerine mısırın artarak tarımda kullanılması
-Peteklerdeki kimyasal madde birikimi
-Yeni ortaya çıkan Neonikotinoid böcek öldürücüleri

Yukarıda sayılanlardan birinin bu hastalığın sebebi olmasıdır iyi bir fikirdir. İki ya da daha fazlasının biraya gelip KÇB sebebi olması ise çok daha iyi bir fikir olabilir. Eğer ilki olsaydı sanırım şimdiye kadar bu hastalığa bir çözüm bulunabilirdi.

Arazi çalışmaları bu hastalığın kısa bir zaman içerisinde bir arılığı tamamen yok edeceğini göstermektedir. Koskoca bir kovanı silip süpürüp geride bir avuç arı ve kraliçeyi bırakması içten bile değildir. Koloni büyüklüğünün bu kadar çabuk düşmesi bir patojenin varlığını göstermektedir bu da Nosema ceranae ya da bir virüs ya da ikisinin bir araya gelip oluşturacağı bir sebepten dolayı olabilir.

Eğer bir virüs KÇB sebep oluyorsa bu yeni süper bir virüs ya da daha önce bilinen Kaşmir, İsraili, DWP, APV ya da bilinen bu virüslerin birinde olabilecek mutasyon sonucu daha kötü bir hale değişen bir virüs olabilir. Henüz nedenini belli değil? Burada yazar güzel bir örnek veriyor. Şöyle ki hedef organizma taşıyıcı ile beraber yaşayabilir ve katlanabilir ancak taşıyıcı hastalığa sebep olan patojeni taşıyorsa o zaman işler değişecektir. Örneğin insan sivrisinekler ile geçinmesini öğrenmiştir ancak bu sivrisinek sıtma etmenini taşıyorsa o zaman işler değişecektir. Balarıları da böyle bir durumla karşı karşıya kalmış olabilir hatta tek bir etmen hem Varroa hem de Nosema ceranae (ki bu da bir çeşit mantar) ile beraber taşınıyorsa çok rahat bir koloniyi alaşağı edecektir. Birçok alanda balarıları bu nispeten yeni olan iki etmenle de uzun bir birliktelik geçirmemiştir. Yukarıda insan için verilen örnek birçok bitki içinde geçerli olup bu etmenlerin ortadan kaldırılması hep taşıyıcıların ortadan kaldırılması sonucu kontrol altına alınmıştır. Dolayısı ile KÇB içinde Varroa ve Nosema ceranae’nin kontrol altına alınması KÇB’nun da kontrol altına alınması demektir. Aynı zamanda bu iki konu yanında KÇB için sebep olarak gösterilen diğer bir durum ise beslenmedir. ABD’de birçok tecrübeli arıcının listesindeki en önemli üç konu beslenme, Varroa ve Nosema ceranae’dir , bundan dolayı arıcıların bu düşüncelerini dikkate almalı ve değerlendirilmelidir.

KÇB’na sebep olabilecek bu üç önemli etmeni detaylı bir şekilde incelemek yararlı olacaktır.

Varroa:

ABD de bilim adamları arasındaki en önemli görüş Varroa kontrol altına alınırsa KÇB’nun kontrol altına alınabileceğidir. İngiltere’de yapılan bir çalışmaya göre nispeten küçük sayılabilecek miktardaki Varroa eğer ortamda bir virüs varsa koloninin ölmesine sebep olabilecektir. Bu çalışmayı yapan bilim adamları 3 yıl boyunca konuyu izlemiş ve daha sonra bir makale dah yazarak çok daha vahim bir durumu bildirmişlerdir. Varroa zaten balarılarında az olan bağışıklık sistemini daha da azaltarak tüm dış etmenlere karşı balarılarını daha da aciz durumda bırakmaktadır.

Nosema ceranae:

San Fransisko-Kalifornia Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada KÇB’luğunu önlemede en önemli olayın Nosema ceranae’yi kontrol altına almak olduğunu bildirmektedir. Yapılan incelemelerde KÇB gözlenen tüm kolonilerde Nosema ceranae’ye rastlanmıştır. Nosema balarısı midesine verdiği zarar ile virüse yardımcı olması söz konusu olup, virüs taşınmasındaki olası rolü ile balarısına verdiği zarar kendi zararından çok daha yüksektir. Şu andaki ortak görüş Nosema ceranae’nin yaklaşık 25 yıldır bizlerle birlikte olduğudur. Son yıllarda Nosema ceranae ile yapılan çalışmaların çoğu İspanya’da gerçekleşmektedir. İspanya’da da Nosema ceranae yaygın olarak bulunmakta ve bir süre önce diğer tür olan Nosema apis’in yerini almaktadır. Bu yer değişim süresi boyunca da KÇB olayları artmaktadır. Nosema apis soğuk-havalarda sorun olan bir etmen olduğundan sıcak bölgelerdeki arıcılar herhangi bir ilaç kullanmazlar. Şu an ise sıcak bölgelerdeki arıcılar dahi Nosema ceranae için ilaç kullanmakta ve koloniler daha sağlıklı olmaktadır. Kışı geçirebilmeleri için Nosema’nın kontrol altına alınması gerektiğine inanmaktadırlar. Nosema sporları boş arıcılık ekipmanlarında aylarca kalmakta olduğu bir gerçektir ve sağlıklı kovanlarda bu ekipmanları kullanılması sonucu sağlıklı koloniler KÇB’na yakalanmaktadır.

Besin:

ABD’de hem bilimsel çevrelerden hem de arıcılar arasında oluşan ortak fikir eğer koloniler ek besinlerle çok iyi beslenirse bu kolonilerin Varroa ve Nosema’ya karşı güçlü olduğu ve bu iki etmene karşı durduğu bilinmektedir. Kolonilerine son derece güçlü beslenme programı uygulayan ve ek besinler ile besleme yapılan kolonilerin daha güçlü olduğu bldirilmekte ve ek besleme ile koloniler güçlendirilmektedir. İnsanlarda da daha yaşlılar gribe daha yatkın olduğu gibi arılarda da daha yaşlı olanlar virüslere karşı daha hassas genç arılar ile taşıdıkları gençlik maddesi “vitellogenin” ile daha dirençlidirler. Dolayısı ile çok iyi beslenen bir kolonide de daha çok genç arılar olduğundan hastalıklara karşı daha dirençlidirler.

Özetlemek gerekirse:

KÇB’luğunun tek etmeni acaba virüsün yayılmasından sorumlu Varroa’mı dır? Yoksa eşit derece de Nosema ceranae’nın taşıyıcılığı mı KÇB’luğundan sorumludur? Kesinlikle bu üçlü virüs, Varroa ve Nosema ceranae olabilir. Elbette beslemeyi de önemsemek gerekir dolayısı ile daha çok genç arı ile kovan daha iyi bir bağışıklığa sahip olacaktır.

Neonikotinoid böcek öldürücüleri:

KÇB’luğuna neonikotinoid böcek öldürücüler sebep olabilir mi? Çok sayıda saygın arıcı bu soruya “elbette” cevabı vermektedir. Ancak şu ana kadar bu ikisi (KÇB-Neonikotinoid) arasında bir kanıt bulunamamıştır. Ancak dolaylı kanıtlar etkileyicidir: bu böcek öldürücüleri hafıza kaybına neden olmakta ve bağışıklık sistemini zayıflatmakta dolayısı ile her iki olayda KÇB’na neden olmakta denilmektedir. ABD ve Kanada ‘da yapılan çalışmalarda bu yeni böcek öldürücülerin kavun ve Kanola tohumlarının kaplanmasında kullanılması karşısında herhangi bir sorun yaşanmamasına rağmen, canlı (arılar) üzerindeki uygulamalarına ait herhangi bir sonuç bulunmamaktadır. Yabanmersini ve keçiyemişinde (kızılcık benzeri bir meyve) 2009 yılında başlatılan ApisM adlı proje ile bu bilinmeyenlere ışık olacağı umulmaktadır. Mükemmel dünyada, arıcıların yeni böcek öldürücülerinin arılara olan zararını test ettireceklerine, Çevre Koruma Örgütü yeni böcek öldürücülerinin arılara olan zararı çalışıldıktan sonra kullanılıp kullanılmamasına izin vermesi gerekmektedir. Bu konu üzerinde çabalar şekillenmekte ve 2009 başında bazı çalışmalar söz konusu olacaktır.

Gelecekte:

Birçok kişi şu anda kullanılan kimyasalların Varroa ve Nosema’yı kontrol ettiğine inanmamakta ve çokça kullanılan kimyasalların ballarda kalıntı bırakması sonucunda da bal pazarında problem yaratacağı üzerine görüşler bildirmektedir. Kesin sonuç, Varroa-Nosema -Virüslere karşı dirençli arıların oluşturulmasıdır. Bu konuda araştırmalar devam etmektedir. Bazı arıcılar birkaç anaarı üreticisinden aldıkları kraliçe arılar ile yola devam etmede şanslıdır. Ancak KÇB problemi devam etmekte ve arıcılık endüstrisi ve arıcıları etkilemektedir. Arıcılar ellerindeki birkaç silahı kullanarak geçici ya da sınırlı etkili koruma sağlayabilmektedir.-------------------

Konu üzerinde son derece güzel bir derleme yapılmış ve sorunun devam ettiği ancak çözümü üzerinde de çalışmaların devam ettiği bildirilmektedir. Ülkemizde ise bu konuda bir çok toplantı yapılmış ve çalışma gruplarının oluşturulması planlanmaktadır. Şahsen bir araştırma için TÜGEM’e başvuru yapmış ve sonucunu beklemekteyim. Özellikle Nosema ceranae konusu üzerine yönelmek ve ülkemizdeki durumunun ortaya çıkarılması için bir proje hazırlamaktayım. Ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere genetik yapının da değiştirilmesi konusunda da girişimlerde bulunulmuş ve ABD’den bir arıcı bilim adamı ile ortak çalışmalar yapmak üzere girişimlerde bulunmuş durumdayım. Siz arıcılarında yeri geldiğinde yardımcı olacağınızı biliyor ve ümit ediyorum.

Bu yazının siz arıcılarımıza az da olsa katkı yaptığına ve yapacağına inanıyorum. Yine zaman bulabilirsem başka bir konuyu ele almaya çalışacağım.

Saygılarımla,

18 Ocak 2009 Pazar

Amerika Arıcılık Dergisi ve Arı Kültürü

Amerika Arıcılık Dergisi (American Bee Journal) ve Arı Kültürü (Bee Culture) Amerika Birleşik Devletlerinde yayınlanan arıcılık dergilerinden 2 tanesi olup uzun yıllardır yayınlanmaktadır. Amerika Arıcılık Dergisi 1800'lü yıllardan beri yayınlanan bir dergi olduğunu belirtmeliyim. İleri kayıtlarda sizlere bu dergide çıkan ve ülkemiz arıcılığını konu alan yazılarıda bulmaya çalışacağım. Bir önceki yazıda sizlere amacımın ne olduğunu belirtmiştim yeniden tekrarlamak gerekirse bu dergilere abone olma amacım Dünya arıcılığında neler olup bittiğini takip etmektir. Daha sonra düşününce eğer burada olup biteni bir bolgda toplarsam Ülkemiz arıılarına da az da olsa katkıda bulunurum diye bu blog oluşturulmuştur. Aşağıda iki dergiye ait son sayıların kapak resimlerini bulabilirsiniz.


















Bu bahsettiğim ilk dergi olan Amerika Arıcılık Dergisinde Ocak 2009 sayısında şu yazılara yer verilmiştir.
-5. Karayip Arıcılık Kongresi, -Çatı arıcılığının yükselişi (Selahattin abi Ormanlıya doğru giderken hemen sağdaki evin çatısındaki arılığı hatırlıyormusun), -Varroa kontrolunde pudra şekeri kullanımı, -koloni varroa miktarı belirlemede alkol ile yıkama metodu üzerine makaleler yer almaktadır. Bunlar yanında dergide yazar olanların yazdığı bazı diğer makaleler yer almaktadır.
Bunlar yanında belkide siz arıcıları en çok merakınızı çekecek olan ilanlar kısmı olabilir. Bundan dolayıda sizlere bazı ilanları göstermek istiyorum. Bunların tamamı bu sayı için tozlaşma ile ilgili ilanlar ve bahsedilen rakamları görmenizi ve bu işi ülkemizde dile getirmenizi istiyorum. Arıcıların tozlaşmaya yaptığı katkının da bir gelire dönüşmesi gerektiğini ve son yıllarda az da olsa bazı tohum üreticisi firmaların kovan kiraladığını biliyorum.

Yukarıdaki ilanda 2009 yılı için kovan kirasını görebilirsiniz. Ama kovanın durumu kaç çerçeve olduğu ve ne zaman istendiği yazmakta. Hepsişnde görülen şu en az 8 çerçeve arı ve ücret konusu genelde anlaşmaya bağlı deniliyor ama ücret olanlarda var. Aşağıdaki ilana lütfen dikkatlice bakalım ingilizce olabilir ama herkesin çok iyi anlayacağını biliyorum.

850 güçlü kovanı olan bir arıcı ve Ekim ayında Badem bahçesine getirecek ve her biri için 225 dolar istiyor.
Diğer dergimiz ise Arı Kültürü. Bu derginin ise son sayısı 2008 Aralık ayına ait. Bu dergide köşesi olan iki tanıdık isim var. Birisi ABD de benimde beraber çalıştığım Prof. Dr. Steve Sheppard kendisi arıcılıktaki son gelişmeleri ay ay takip ederek köşesinde arıcılara ulaştırıyor. Diğeri ise 1. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresine gelenler tanıştı kendisi ile Prof. Dr. Malcolm Stanford. Aynı diğer hocam gibi kendisi de ABD de arıcılık sorunlarına cevap vermeye çalışıyor. Bu sayıda ele alınan konulara gelince:
-Arıcılık için ağaçlandırma (özellikle maden sahalarında), arı elbisesi tarihçesi, Koloni Çökme Bozukluğu hakkında düşünceler, Langstroth's orijinal gözlem kovanı yapımı, paket arı alımı, arıcılık için suyun önemi,
İşte arıcılarımız için seçtiğim bu yazılardan bana hangisi üzerinde durmamı isterseniz o konuyu detaylıca sizlere anlatacağım. Yukarı da 2 paragraf koyu ile yazılı siz bu ikisinden 1' er konuyu bana yorumlarınızla bildirin . Bende elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışayım.

Saygılarımla,

irfan

17 Ocak 2009 Cumartesi

Herkese Merhaba

Bir çok arıcı sorup duruyordu neden sizde bir blog kurmuyorsunuz diye işte sonunda kurdum ama çok hızlı olacağımı sanmıyorum çünkü daha öncemli işlerim olduğundan blog a ne kadar zaman ayırırım bilemiyorum ama en azından siz arıcılara ayda bir abone olduğum American Bee Journal (Amerika Arıcılık Dergisi) ve Bee Culture (Arı Kültürü) dergilerinde neler yayınlanıyor kısaca anlatabilirim. Sanırım bu yolla ülkemiz arıcılarına bir nebze de olsa yardımım olacaktır. Baştan belirtmek gerekirse arıcı değilim, arılarla çalışan bir bilim insanıyım o yüzden benden arıcılık konusunda detaylı ya da arıcılık tecrübesine dayalı değilde bilimsel konularda yardıma ihtiyacı olanlara yardımım olacağı kanısındayım. Saygılarımla....İ.Kandemir